26 Ağustos 2015 Çarşamba

Anne & bebek etkinliği - Anne & Bebek Yogası

Oğlumla 2 ay boyunca anne & bebek yogasına gittik. Biraz araştırdıktan sonra, mesafe olarak bize daha yakın olduğu için Yoga House’u tercih ettik ve çok memnun kaldık.

Anne & bebek yogası bebeğin 3. ayından itibaren başlıyor. Amaç, annenin doğum sonrası vücudunu toparlamak, eski haline dönmesine yardımcı olmak, anne ile bebeğin ilişkisini güçlendirmek, ayrıca anneye ve bebeğe yeni arkadaşlar kazandırmak. J

Bizim katıldığımız anne-bebek yogasında daha çok anneye yönelik hareketler vardı, ek olarak anne bebeğin birlikte yapabileceği hareketler ve bebeğe masaj hareketleri de vardı. Hafta 1 gün gittik biz derslere, belki amaca ulaşmak için daha sık katılmak iyi olabilirdi. Ama yine de evden çıkmak, spor yapmak, yogaya birlikte gittiğimiz arkadaşımla görüşmek, ayrıca Yoga House un huzurlu ortamı, paha biçilmezdi.

Not: Maya Stüdyo, Darşan Kula Yoga gibi yoga merkezlerinde de var anne-bebek yogası. Ama mesafe olarak bana uzak olduklarından tercih etmemiştim. 

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Yeşil alanlar – Çansera

Çankaya belediyesine ait şehrin içinde özellikle 100. yıl, çukurambar civarında yaşayanların yürüyerek gidebilecekleri mesafede kocaman bir park. Çimlerde oturulsun, yürünsün, koşulsun diye yapılmış. Çim amfisi var yahu daha ne olsun. Ama tabi yine de yapay J

Girişteki yürüyüş yolu çok güzel, ağaçlar altından sakin sakin, bebeyle yürüyüş yapmak. Sonra çimlere yayılmak. 100. yılda oturuyor olsaydım, daimi ziyaretçisi olurdum herhalde parkın. 

Biz geçen ay gitmiştik. Gölün ortasındaki adacıkta hummalı bir çalışma vardı ve göle gelmeden önceki alana da bir bina yapılıyordu. Eski halini bilmediğimden, umarım yeşil alanları azaltmamışlardır. Bir de umarım parkın genelindeki ağaçlar bir an önce büyür ve koyu koyu gölgeli bir park olur. 

18 Ağustos 2015 Salı

Yeşil alanlar – Göksu Parkı ve Harikalar Diyarı

Göksu parkı evimin dibinde, Harikalar Diyarı da arabayla 5-10 dk lık mesafede olduğu için bizim sık ziyaret ettiğimiz parklardan. Her iki park da, içinde lunaparkı, mangal alanları, gölü ve gölün içinde deniz bisikletleri olan, yani benim yapay bulduğum parklardan. Ve mümkünse hafta içi gündüz tercih edilmeli. Hafta sonları özellikle inanılmaz kalabalık.

Her ne kadar yapay bulsam da Göksu parkında gölün kenarında yürürken rahatlıyorum, ada kısmındaki sessizlikte huzur buluyorum, Harikalar Diyarının kocaman yeşil alanında temiz nefes alıyorum, ağaç altlarında serinliyorum. Bebek arabasıyla yürümek çok rahat, beton yürüme yolları var. Şimdilik oğlum bebek arabasında eşlik ediyor bana bu parklarda ama biraz daha büyüdüğünde ben ona oyun alanlarında eşlik ederim muhtemelen çünkü bir yığın çocuklar için oyun alanları var. Harikalar Diyarında masal adası var, şimdi çocuklar ne kadar hakimler casper, red kit, şirinler vb. karakterlere bilmiyorum ama yine de ilgilerini çekecektir.

Göksu parkında çok sayıda kafe var, Harikalar Diyarında daha az ama orada da aç kalınmaz. Benim ise genelde yanımda meyvelerim olur ve çimlerde ya da banklarda oturur yerim.

Bir Seğmenler parkı, bir Botanik park olmasalar da, ki konsept çok farklı, gidilesi görülesi parklar. 

14 Ağustos 2015 Cuma

Yeşil alanlar – Kuğulu Park, Seğmenler Parkı ve Botanik Park

Çankaya’da yaşayanlar ne kadar şanslı, ne güzel parkları var şehrin göbeğinde. Daha önce Kuğulu parka birçok defa gitmiş ve Botanik parkın içinde yürümüştüm. Ama ne Seğmenlerde ne de Botanik parkta doya doya yayılmaca, vakit geçirmece yapmamıştım, yine yapamadım. L İnşallah bir sonraki sefere, çok güzel parklar, iyi ki varlar...

Oğlumla dün bu üç parkı bir arada bir günde gezdik. Ancak, çok zorlu bir gezi oldu, çünkü araç kullanmadan Kuğulu parktan başlayan yolculuğumuz, İran caddesi, Atatürk bulvarı ve Çankaya caddesinin yokuşlarını bebek arabasıyla tırmandıktan sonra Cinnah caddesinden yokuş aşağı kendimizi bırakarak yeniden Kuğulu parka ulaşmamız ile tamamlandı. Ve bu yolculuğu bu şekilde kimseye tavsiye etmiyorum. Bir park neyimize yetmez, çok yorucu. Ben Eryaman’dan geliyorum diye gelmişken hepsini bir göreyim dedim.

Sadece Kuğulu parkta doya doya zaman geçirebildik, kuğuları gördük, arkadaşlarımla karşılaştım, oturduk, sohbet ettik, dondurma yedik, diğer iki parkta ise daha çok yürüyüş yapmış olduk. Yemyeşil o kadar güzeller ki. Belki hafta içi gittiğimden çok sakin, çok huzur verici, doğayla baş başa... Çimenler, ağaçlar ve su, bu kadar, işte gerçek parklar hem de kocaman, sözüm Seğmenler ve Botanik parka. Kuğulu parkta çok güzel ama kocaman değil. J Ne güzel ya, içinde kırk tane işletme olmayan, lunapark olmayan, mangal alanları olmayan, suyun içinde deniz bisikletleri olmayan parkların olması ne güzel şu şehirde. Doğal bir şeyler görmenin mutluluğuyla tırmana bildim belki de o yokuşları. Bu arada hem Seğmenler parkının hem de Botanik parkının içinde merdivenli alanlar var, bebek arabasıyla o merdivenleri tırmanmak zorunda kalabiliyorsunuz eğer illaki tüm parkı gezeceğim diyorsanız. Ama güzel güzel çimlerde oturacaksanız, merdivenlerle pek muhatap olmazsınız.

Tekrar gitmek istiyorum, bu sefer piknik örtülerimi alıp, yeşilliklere yayacağım, bir tarafına kendimi diğer tarafına da oğlumu atıp, keyfimize bakacağız.

Not: Bu parklar arasında yol alırken bir de daha küçük Basın Şehitleri Parkına rastladık. Çok güzel bir parktı o da, ama Başbakanlığın karşısında ve biraz tedirgin ediciydi. Çünkü in, cin, bir de polisler vardı parkta. Fotoğraf çekmek de yasakmış ayrıca! 

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Bebek etkinliği - GYMBOREE

Dün oğlumla birlikte Gymboree Ankara’da müzik dersine katıldık. Gymboree nedir diyenler için Gymboree kısaca okul öncesi çocuklar ve ebeveynlerine yönelik bir eğitim merkezi.

Öncelikle bu bir deneme dersiydi ve ücretsizdi. Yaklaşık 45 dakika sürdü. Bu arada oğlum 7 aylık ve Gymboree’nin 2 sınıfına katılabiliyor sadece: Müzik sınıfı ve Gymboree Play&Learn. Biz, başta da belirttiğim gibi müzik dersine katıldık. Müzik dersinde amaçlanan, şarkılar, müzik aletleri, danslar yardımıyla bebeğin ritim, tempo gibi duygularını geliştirerek müziğe ilişkin bir altyapı oluşturmak.

Oğlumun Gymboree’de kullandırılan müzik aletleri ile ilk tanışması olduğu için kendisi biraz şaşkındı, daha çok dersin eğitmeniyle ilgilendi. Müzik aletleri ile ilişkisi ise hepsini ağzına götürmek ve tatlarına bakmak şeklinde oldu. Ders boyunca, eğitmen şarkılar söyledi, oyunlar oynadık, dans ettik, müzik aletlerini dediğim gibi ağzımızla tanıdık J davula biraz vurduk. Bu arada, derste kullanılan örneğin ksilofonun seviye olarak biraz daha üstte olduğunu düşünmekle beraber, yapılan faaliyetlere belli bir zaman sonra bebeklerin alışacağını düşünüyorum.

Son olarak biz maalesef yeri bize çok uzak olduğu için devam edemeyeceğiz. Ancak en azından deneme dersini tüm bebeklere ve ailelerine tavsiye ederim. 

11 Ağustos 2015 Salı

Yeşil alanlar - ODTÜ

Biz evde sıkıldıkça, oğlumla, ODTÜ’ye gidiyoruz. Sabah erken evden çıkıyoruz. Çatı Cafe’yi çok sevdiğimden herhalde ki aslında bebek arabasıyla yürümek biraz sıkıntılı o bölgede, merdivenler, taşlı yollar vb., Çatı Cafe’de kahvaltımı yapıyorum. Kasiyer arkadaşlar, ben kahvaltımı seçerken oğluma göz kulak oluyorlar. Kahvaltı sonrası, tenis kortlarının bulunduğu yerdeki çimlere gidip yayılıyoruz. Mevsimlerden yaz ve günlerden hafta içi olduğunda boş oluyor çimler. Tatlı bir esinti oluyor havada, evin sıcağını düşününce iyi ki gelmişiz diyorum.

Bu arada ODTÜ’de bir emzirme odası yok tabi o yüzden emzirme önlüğü ya da bol kıyafetler durumu kurtarıyor. Açık havada oğlum karnını doyuruyor. Bu durumdan rahatsız olabilecekler için ise pek kimsenin uğramadığı, Kültür Kongre Merkezinin arka tarafı, Çarşı arkada kalacak şekilde dereyi geçtikten sonraki ağaçlık alan (bir adı varsa bilmiyorum) gibi yerler değerlendirilebilir.  

ODTÜ’ye girebilecek olan herkes, her fırsatta ODTÜ’ye gitmeli ve temiz havanın, çimlerin, ağaçların, serinliğin tadını çıkarmalı bence. 

7 Ağustos 2015 Cuma

Yeşil alanlar - Semt Parkları

İlk olarak evimizin hemen yanındaki park bahçeleri bilmek gerekir. Çünkü en sık ziyaret edilen yerler bu alanlar. Sitede oturuyorsak, sitenin yeşil alanları; mahallede oturuyorsak en yakınımızdaki semt parkları.

Biz, oğlum doğmadan birkaç ay önce, yürüyüş yolu olan ve bol yeşilli bir siteye taşındık. Bu sayede, oğlumla temiz hava almak için her fırsatta dışarıya çıkabildik. Bazen sabahın köründe, bazen gecenin bir yarısı... Bazen yürüyüş yaptık, bazen çimlerde yattık, yayıldık, piknik yaptık.

Çok iyi geliyor. Çimenlerde oturmak, bir örtü yayıp bebeği atmak onun üstüne ve birlikte oyun oynamak, bir arada çok kaliteli zaman. Hatta bazen uyuyor bile temiz havanın etkisiyle, o zaman çıkartıp kitabımı okumak işte, ruhumu doyuruyor. Ve akşam olup, eşim geldiğinde çok daha mutlu bakıyorum ona. 

6 Ağustos 2015 Perşembe

Bu blog, yüksek derecede anne önceliği içerir!!!

Bu blog, yüksek derecede anne önceliği içerir. Annelerin önceliği de bebekleridir. O zaman yaşasın anneler ve bebekler.

Hem çalışan ve hem de sosyal hayatına önem veren bir kadın olarak, hamileliğimin son üç haftası ile oğlum doğduktan sonraki her anım evde geçmeye başladı. O kadar alışmamıştım ki tüm gün evde olmaya çoook sıkıldım. Oğlum gündüzleri pek uyumazdı ve bir bebeğin ilgi isteğine, enerjisine yetişebilmek en azından evde oturarak benim için mümkün olamadı.

Elbette ki önceliğim oğlum, onu en iyi şekilde yetiştirebilmek... Ama evde bunalan ve kendisine bir faydası olmayan bir anne olarak, oğluma daha da faydasız hale geliyordum. O yüzden gezmelere, oğullu bir sosyal hayata başladım. Ankara’da yapılabilecekleri, daha doğrusu oğlum yanımdayken yapılabilecekleri sıraladım. Bazen bebek etkinlikleri, bazen anne etkinlikleri, bazense anne bebek etkinlikleri yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Böylece ikimiz de daha mutluyuz. 

Bu blog, hem yaşadıklarımızı unutmamak, hem de varsa benim gibi düşünen anneler, onlara fikir olmak için hazırlanmaktadır. Hadi bakalım. :)