29 Eylül 2015 Salı

Ankara Müzeleri – Türk Hava Kurumu ve TCDD Müzeleri

Türk Hava Kurumu Müzesi ve TCDD Müzesini aynı gün içinde ziyaret ettik oğlumla. Her ikisi de Ulus’ta. TCDD Müzesi zaten garın içinde. THK Müzesi de tam karşısında. Arabayla gezenler için iyi haber THK Müzesi içinde otopark var. 

İlk THK Müzesine gittik, güzel bir bahçesi var, bahçesinde piknik masaları, çocuk oyun alanı ve bir çay ocağı. Bisküvi benzeri yiyecekleri çay ocağından alıp müze gezisi öncesi müzenin bahçesinde atıştırdım ve dinlendim biraz. Sonra bahçedeki uçakları ve en son müzenin içini gezdik.

Sonra yolun karşısında yer alan TCDD müzesine gittik. TCDD müzesi kurtuluş savaşında Atatürk’ün konutuymuş, bu sebeple müzenin üst katında Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası, kabul salonu, Fikriye hanımın yatak odası vb. bulunmakta.

Son olarak her iki müzeye de giriş ücretsiz. 

14 Eylül 2015 Pazartesi

Ankara Müzeleri – Atatürk Evi

Bir buçuk ay önceydi sanırım, Atatürk Evine gidişimiz. Sarayın etrafında bir süre tur attıktan sonra yerini bulabildim. Her yer saray olmuş, Atatürk Orman Çiftliği yalan olmuş, böylece Atatürk Evini de bulmak zor olmuş tabi. Zaten saray boyunca polis, bir yerde durayım da navigasyondan bakayım diyorum, bakışları üzerimde hissediyorum hemen. Sonunda da polise yol soruyorum.

Atatürk Evi, Ankara Ticaret Odası öncülüğünde Atatürk’ün 100. doğum yılında yapılmış, kapısında öyle yazıyor. 3 katlı, çıkış merdivenler ile olduğu için bebek arabasını arabada bıraktım. Gezmek çok uzun zaman almıyor, evin önündeki çimlerde oturmak da çok keyifli. Ağaçların gölgesinde, serin serin. Bu arada giriş ücretsiz. En azından gidip bir defa görmek gerekli...


4 Eylül 2015 Cuma

Ankara Müzeleri - MTA Tabiat Tarihi Müzesi

Ankara’da böyle bir müze, vavvv! Tasarımı, mimarisi harika, içeriği de öyle. Hatta bilenler eskiden daha da ilgi çekici olduğunu, içeriğinin eksiltildiğini söylüyor.

Çocuklar için mutlaka daha ilgi çekici bir yer, tabiki benim minnak oğlum için bir anlam ifade etmedi, anlamadı bile ama o büyümeden ben dersime çalışmış oldum. Büyüdüğünde, onu götürmeden önce, neler göreceğimizden bahsedebileceğim mesela. En akılda kalanlar, dinozor maketleri, dinozor iskeletleri, balina ve Maraş fili kemikleri gibi. Bebek arabasıyla gitmeye hiç çekinilmemeli, müze 3 katlı ve katlar arası geçiş rampalı, dolayısıyla bebek arabasıyla çok rahat edilecek bir müze gezisi.

Son olarak, müze adından da anlaşıldığı üzere, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü kampüsünde. Aynı yerde bir de Jeoloji Parkı varmış. Türkiye haritası üzerinde büyük fay hatları, belli başlı volkanlar gibi ülkemizin önemli jeolojik yapıları ile birlikte, önemli yeraltı kaynakları ve jeolojik süreçlerle oluşmuş doğal anıtları sergilenmekteymiş. Ben parkı bilmiyordum sadece müzeyi ziyaret ettim. İnşallah fırsat olursa tekrar gidip parkı da görmek istiyorum.  


Not: Gittim, Jeoloji Parkını da gezdik, sergilenmekte olanları tam olarak göremedim, bildiğim bir alan olmadığından belki de, taşlar vardı işte parkta :) diyerek iyice basitleştireyim parkı. En ilginci ürgüp göreme idi. 

Bu arada yer toprak ve çim olduğu için bebek arabasıyla gezmek pek konforlu değil, bir de gündüz vakti ağaçlar henüz yeterince büyümediği için park çok güneşli ve sıcak, gezmek de bir o kadar sıcak. 

2 Eylül 2015 Çarşamba

Bebek etkinliği – Helen Doron Early English

Öncelikle Helen Doron nedir? Helen Doron, kendi tanımlamasıyla, “Başarısı kanıtlanmış benzersiz metodolojisi ile 3 aylıktan 12 yaşa kadar olan çocuklara mükemmel ingilizce eğitimi veren uluslararası standartlarda bir Anaokulu ve Öğrenim Merkezi”.

Biz Helen Doron ile Kidex fuarında tanıştık. (0-2) yaş grubu bebekleri kabul eden kreşleri araştırıyorduk fuarda. Helen Doron anaokulu da işte bu kreşlerden biriydi. Zamanı geldiğinde görüşmek üzere irtibat bilgilerimizi bıraktık. Helen Doron’un bir de öğrenim merkezi olduğunu ve İngilizce dersi verdiğini de bu sayede öğrenmiş olduk.

Daha önce izlediğimiz, Patricia Kuhl’un “Bebeklerin dilbilimsel dehası” isimli videosu, (linkini aşağıda paylaşıyorum), bebeğin İngilizce erken eğitimine olumlu yaklaşmamızı sağladı. Ve dün deneme dersi vardı. Gayet eğlenceli bir ders oldu. Oyunlarla, müziklerle, oyuncaklarla bebeklere İngilizce öğretmeyi daha doğrusu bebeklerin İngilizce kelimeleri, eylemleri kodlamalarını ve İngilizce düşündürebilmeyi hedefliyorlar. En hoşuma giden kısım ise, muhtemelen İngilizce eğitiminden daha da faydalı olacak, vücut (işaret) dili eğitiminin bu eğitim içinde yer alması.

Bu arada oğlum, Gymboree’de olduğu gibi yine şaşkınlıkla izledi J Son olarak, gittik, gördük, beğendik, inşallah devam edebiliriz...

Patricia Kuhl’un “Bebeklerin dilbilimsel dehası” isimli videosu: