13 Aralık 2015 Pazar

Bebek dostu mekanlar - Dako'S Cafe Restaurant Batıkent

Dako'S Cafe Restaurant, aslında bebek dostu mu değil mi, biraz sorgulanmalı. Şöyle ki, sigara içilmeyen alan çok kısıtlı mekanda, tahmini 5-6 masa var içeride sadece. Bebekle sigara içilen bölümlere oturulamayacağına göre, içeride daha fazla alan oluşturulmalı. Bir de mama sandalyesi eksikliği var sanırım. 

Mekan ile ilgili bir diğer sorun ise garsonlar pek ilgili değil. Birkaç defa istemeniz gerekiyor herhangi bir şeyi. Belki biz kötü bir güne denk gelmişizdir bilmiyorum. Ama bunlar dışında, mekan çok ferah, geniş, masalar aralıklı, özellikle yaz aylarında bahçesi tahminimce enfes oluyordur. Yemekler de gayet başarılı.

Varlar: Mama sandalyesi var. Ama sayıca ne kadar yeterli bilmiyorum. Bize mama sandalyesi veremediler mesela. Mekânın içinde, kapalı alanda, büyük sayılabilecek bir oyun alanı var.

Yoklar: Bebek bakım odası yok. Açık havada oyun alanı yok.

Ankara Müzeleri – Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Öncelikle cezaevi müzesi ve bebek... Bebeği bu müzeye götürmenin bir sakıncası olabilir mi, bilmiyorum. Ama ben oğlumu götürdüm. Henüz bu müzede gördüklerinden bir şey anlamadığını düşündüğüm için açıkçası biraz rahattım. Sadece müzenin tecrit bölümündeki sesler nedeniyle etkilenebileceğini düşündüm ki ben etkilendim. O sebeple tecrit kısmını hızlı geçtik.

Bebekle ilgili ikinci bir konu, müzenin içinde çok fazla merdiven olduğu için bebek arabası kullanılamıyor. Ayrıca, Hilton koğuşunun üst katına da bebekle çıkmak zor olabilir çünkü merdiven çok dik.  

Son olarak da koğuşlar çok soğuk, özellikle kışın gidecekler için bebeğin sıkı giydirilmesi elzem.

Müzeye dönersem, açıldığı 2011 yılından beri görmek istediğim Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ne gitmek sonunda nasip oldu. Ulucanlar Cezaevi, 1925 yılında Türkiye’nin ilk hapishanesi olarak inşa edilmiş. 2006 yılında kapatılmış ve geçen onca senede bir yığın insan, bir yığın infaz, bir yığın isyan, bir yığın ölüm... Bir yığın da siyasi tarihimizde yer alan önemli insanlar kalmış cezaevinde, sadece siyasiler değil tabi, gazeteciler, yazarlar, şairler, Deniz Gezmişler, Erdal Erenler... Koğuşlarda, isimler ve hayat hikâyeleri yer alıyor. Ayrıca, duvarlarda o dönemin gazete haberleri, en çok da isyanlara dair, gayet etkileyici bir şekilde sergileniyor.

Gidilip görülmesi şiddetle tavsiye edilir. Bu arada cezaevinin hemen yan tarafında, cezaevi bahçesinden çıkmadan, Ulucanlar sanat sokağı var. Sanat sokağı, Hamamönü’ndeki gibi, bir çok atölye var. Resim, ebru, cam, vb. İlgilisine...

28 Kasım 2015 Cumartesi

Bebek etkinliği - KindyROO

kindyroo ile ilgili görsel sonucu
Geçen hafta sonu KindyROO Çayyolu’nun deneme dersine katıldık. KindyROO nedir diyenler için, KindyROO, kısaca oyun grubu.

Uzun uzun ise, kendi broşürlerinden alıntılayarak, “0-5 yaş çocukların motor ve nörolojik gelişimini en üst seviyeye çıkarmak için hazırlanmış eğlenceli bir gelişim programıdır. Amacımız, çocuklarınızın gelişimini takip edebilmemiz ve gelişimlerine her yaşta katkı sağlayabilmeniz için siz ebeveynleri teorik ve uygulamalı olarak eğitmektir.”

Peki bunun için ne yapıyorlar? 13 haftalık bir programları var. Haftada 1 gün 1 saat. Bu bir saat içinde de öncelikle motor egzersizleri. Örneğin, oğlum emekleme döneminde olduğu için emeklemeye ilişkin egzersizler (Tünelin içinden geçme, tahtanın üzerinde emekleme, tırmanma gibi).  Bunun yanı sıra denge hareketleri (bebek pilates topunun üzerinde iken topu sağa sola yuvarlama, ya da bebek kucağımızda iken takla atmasını sağlama, tahterevalliye bindirme gibi). Ayrıca, masaj (makyaj fırçası ile yaptık ve çok ilginçti) ve grup aktiviteleri var. Grup aktiviteleri sırasında, eğitmenin bebeklere (anlasalar da anlamasalar da) her şeyi açıklaması, bizi de açıklamaya, anlatarak uygulamaya teşvik etmesi oldukça faydalıydı.

Ancak ücreti bize biraz fazla geldi özellikle ücretsiz izinde olduğum bu dönem için. Çalışmaya başladıktan sonra tekrar değerlendireceğiz. 

Bebek dostu mekanlar - Kukla Kebap Balgat

Balgat’taki Kukla Kebap’ın yıllardır önünden gelir geçeriz, ilk defa geçen hafta iş yerinden arkadaşlarımla öğle yemeği için gitme fırsatı buldum.

Varlar: Mama sandalyesi var. Mekanın içinde, kapalı alanda, bir oyun alanı ve bahçesinde, açık alanda, yine bir oyun alanı daha var. Bebek bakım odası (alt değiştirme ünitesi) var. Ama pek kullanılabilir gibi görünmüyordu. Kukla gösterisi var J

Yoklar: Emzirme odası yok. (Her yerde olduğu gibi.)

Kukla gösterisi ile ilgili bir not, tek bebek/çocuk bile olsa yapıyorlar sanırım. Gösteri sırasında tek bebek oğlumdu. Benim böyle bir beklentim olmadığı için çok şaşırdım. Oğlum da kuklalara çok şaşırdı. 

15 Kasım 2015 Pazar

Bebek dostu mekanlar - Çukurambar Mado

Çukurambar Mado, 3 katlı devasa bir mekan. Gayet rahat ve de ferah. Menüsü oldukça zengin, kahvaltıda da akşam yemeğinde de iddialı.

Varlar: Mama sandalyesi var. Mekanın içinde, kapalı alanda, küçük bir oyun alanı ve hemen dışarıda parkın içinde büyük bir çocuk parkı var. Bebek bakım odası (alt değiştirme ünitesi) var.

Yoklar: Emzirme odası yok. (Ama en üst kat genelde boş oluyor, koltukların birine yayılıp, emzirmek mümkün.)

6 Kasım 2015 Cuma

Bebek dostu mekanlar – S’lo Cafe Çansera


Çansera’nın içinde yer alan, ferah, tertemiz, rahat rahat bir mekan.Yeni açılmış, iyi ki de açılmış. İlk defa gittim, çok sevdim.

Varlar: Mama sandalyesi var. Mekanın içinde, kapalı alanda, küçük bir oyun alanı ve hemen dışarıda parkın içinde büyük bir çocuk parkı var. 

Yoklar: Bebek bakım odası yok. (Olanı bulursam zaten çok şaşıracağım.)

3 Kasım 2015 Salı

Bebek dostu mekanlar – Big Baker Çayyolu

Big Baker’a daha çok akşamları, arkadaş doğum günleri için gidiyoruz. Ferah, temiz bir mekan.

Varlar: Mama sandalyesi var. Mekanın içinde, kapalı alanda, küçük bir oyun alanı ve hemen yakınında açık alanda büyük bir çocuk parkı var. 

Yoklar: Bebek bakım odası yok.

Bebek dostu mekanlar – Buffet’s Cafe

Buffet’s cafe’yi özellikle bahar ve yaz aylarında bahçesi için tercih ediyoruz. Yeşillikler içinde. Menüsü, yemeğinden tatlısına enfes. Severek gidiyoruz. J

Varlar: Mama sandalyesi var. Mekana ait küçük bir oyun parkı ve hemen yakınında büyük bir çocuk parkı var.  

Yoklar: Bebek bakım odası yok. Kapalı alanda bir oyun alanı yok. 


5 Ekim 2015 Pazartesi

Yeşil Alanlara Devam – Bir Açık Hava Müzesi: Altınköy

Altınköy bir açık hava müzesi. Altınköy temalı bir park. Altınköy bir köy. Altınköy, Ankara’da var olduğuna inanılamayacak güzellikte ve doğallıkta bir yeşil alan.

İnternette şans eseri rastlamıştım Altınköy’e. Geçtiğimiz hafta sonu gitme fırsatı bulduk. Köye dair aklınıza ne geliyorsa burada var, tavuklar, horozlar, inekler, koyunlar, kuzular, eşekler, atlar. Tarlalar, değirmenler, ağaçlar, köy meydanı var bir de ve bu köy meydanında, kalaycı, demirci, taş fırını, bakkal, cami, muhtarın evi, köy kahvesi, köy evi, ilkokul vb. var. Tek bunlar da değil, müzeler var köy yaşamına ilişkin, yayla evleri, bağ evleri, bir yığın köy yaşamına ilişkin alet, eşya, sonra çamaşırhane, asma köprü, taş köprüler. Deresi var bir de köyün, yemyeşil ağaçların altından şırıl şırıl akan.

Son olarak tavsiyemdir, mutlaka gezilmeli. Ziyaret saatleri, pazartesi hariç her gün saat 10:00 – 19:00 arasında. Giriş ücreti 5 lira. 

29 Eylül 2015 Salı

Ankara Müzeleri – Türk Hava Kurumu ve TCDD Müzeleri

Türk Hava Kurumu Müzesi ve TCDD Müzesini aynı gün içinde ziyaret ettik oğlumla. Her ikisi de Ulus’ta. TCDD Müzesi zaten garın içinde. THK Müzesi de tam karşısında. Arabayla gezenler için iyi haber THK Müzesi içinde otopark var. 

İlk THK Müzesine gittik, güzel bir bahçesi var, bahçesinde piknik masaları, çocuk oyun alanı ve bir çay ocağı. Bisküvi benzeri yiyecekleri çay ocağından alıp müze gezisi öncesi müzenin bahçesinde atıştırdım ve dinlendim biraz. Sonra bahçedeki uçakları ve en son müzenin içini gezdik.

Sonra yolun karşısında yer alan TCDD müzesine gittik. TCDD müzesi kurtuluş savaşında Atatürk’ün konutuymuş, bu sebeple müzenin üst katında Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası, kabul salonu, Fikriye hanımın yatak odası vb. bulunmakta.

Son olarak her iki müzeye de giriş ücretsiz. 

14 Eylül 2015 Pazartesi

Ankara Müzeleri – Atatürk Evi

Bir buçuk ay önceydi sanırım, Atatürk Evine gidişimiz. Sarayın etrafında bir süre tur attıktan sonra yerini bulabildim. Her yer saray olmuş, Atatürk Orman Çiftliği yalan olmuş, böylece Atatürk Evini de bulmak zor olmuş tabi. Zaten saray boyunca polis, bir yerde durayım da navigasyondan bakayım diyorum, bakışları üzerimde hissediyorum hemen. Sonunda da polise yol soruyorum.

Atatürk Evi, Ankara Ticaret Odası öncülüğünde Atatürk’ün 100. doğum yılında yapılmış, kapısında öyle yazıyor. 3 katlı, çıkış merdivenler ile olduğu için bebek arabasını arabada bıraktım. Gezmek çok uzun zaman almıyor, evin önündeki çimlerde oturmak da çok keyifli. Ağaçların gölgesinde, serin serin. Bu arada giriş ücretsiz. En azından gidip bir defa görmek gerekli...


4 Eylül 2015 Cuma

Ankara Müzeleri - MTA Tabiat Tarihi Müzesi

Ankara’da böyle bir müze, vavvv! Tasarımı, mimarisi harika, içeriği de öyle. Hatta bilenler eskiden daha da ilgi çekici olduğunu, içeriğinin eksiltildiğini söylüyor.

Çocuklar için mutlaka daha ilgi çekici bir yer, tabiki benim minnak oğlum için bir anlam ifade etmedi, anlamadı bile ama o büyümeden ben dersime çalışmış oldum. Büyüdüğünde, onu götürmeden önce, neler göreceğimizden bahsedebileceğim mesela. En akılda kalanlar, dinozor maketleri, dinozor iskeletleri, balina ve Maraş fili kemikleri gibi. Bebek arabasıyla gitmeye hiç çekinilmemeli, müze 3 katlı ve katlar arası geçiş rampalı, dolayısıyla bebek arabasıyla çok rahat edilecek bir müze gezisi.

Son olarak, müze adından da anlaşıldığı üzere, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü kampüsünde. Aynı yerde bir de Jeoloji Parkı varmış. Türkiye haritası üzerinde büyük fay hatları, belli başlı volkanlar gibi ülkemizin önemli jeolojik yapıları ile birlikte, önemli yeraltı kaynakları ve jeolojik süreçlerle oluşmuş doğal anıtları sergilenmekteymiş. Ben parkı bilmiyordum sadece müzeyi ziyaret ettim. İnşallah fırsat olursa tekrar gidip parkı da görmek istiyorum.  


Not: Gittim, Jeoloji Parkını da gezdik, sergilenmekte olanları tam olarak göremedim, bildiğim bir alan olmadığından belki de, taşlar vardı işte parkta :) diyerek iyice basitleştireyim parkı. En ilginci ürgüp göreme idi. 

Bu arada yer toprak ve çim olduğu için bebek arabasıyla gezmek pek konforlu değil, bir de gündüz vakti ağaçlar henüz yeterince büyümediği için park çok güneşli ve sıcak, gezmek de bir o kadar sıcak. 

2 Eylül 2015 Çarşamba

Bebek etkinliği – Helen Doron Early English

Öncelikle Helen Doron nedir? Helen Doron, kendi tanımlamasıyla, “Başarısı kanıtlanmış benzersiz metodolojisi ile 3 aylıktan 12 yaşa kadar olan çocuklara mükemmel ingilizce eğitimi veren uluslararası standartlarda bir Anaokulu ve Öğrenim Merkezi”.

Biz Helen Doron ile Kidex fuarında tanıştık. (0-2) yaş grubu bebekleri kabul eden kreşleri araştırıyorduk fuarda. Helen Doron anaokulu da işte bu kreşlerden biriydi. Zamanı geldiğinde görüşmek üzere irtibat bilgilerimizi bıraktık. Helen Doron’un bir de öğrenim merkezi olduğunu ve İngilizce dersi verdiğini de bu sayede öğrenmiş olduk.

Daha önce izlediğimiz, Patricia Kuhl’un “Bebeklerin dilbilimsel dehası” isimli videosu, (linkini aşağıda paylaşıyorum), bebeğin İngilizce erken eğitimine olumlu yaklaşmamızı sağladı. Ve dün deneme dersi vardı. Gayet eğlenceli bir ders oldu. Oyunlarla, müziklerle, oyuncaklarla bebeklere İngilizce öğretmeyi daha doğrusu bebeklerin İngilizce kelimeleri, eylemleri kodlamalarını ve İngilizce düşündürebilmeyi hedefliyorlar. En hoşuma giden kısım ise, muhtemelen İngilizce eğitiminden daha da faydalı olacak, vücut (işaret) dili eğitiminin bu eğitim içinde yer alması.

Bu arada oğlum, Gymboree’de olduğu gibi yine şaşkınlıkla izledi J Son olarak, gittik, gördük, beğendik, inşallah devam edebiliriz...

Patricia Kuhl’un “Bebeklerin dilbilimsel dehası” isimli videosu: 

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Anne & bebek etkinliği - Anne & Bebek Yogası

Oğlumla 2 ay boyunca anne & bebek yogasına gittik. Biraz araştırdıktan sonra, mesafe olarak bize daha yakın olduğu için Yoga House’u tercih ettik ve çok memnun kaldık.

Anne & bebek yogası bebeğin 3. ayından itibaren başlıyor. Amaç, annenin doğum sonrası vücudunu toparlamak, eski haline dönmesine yardımcı olmak, anne ile bebeğin ilişkisini güçlendirmek, ayrıca anneye ve bebeğe yeni arkadaşlar kazandırmak. J

Bizim katıldığımız anne-bebek yogasında daha çok anneye yönelik hareketler vardı, ek olarak anne bebeğin birlikte yapabileceği hareketler ve bebeğe masaj hareketleri de vardı. Hafta 1 gün gittik biz derslere, belki amaca ulaşmak için daha sık katılmak iyi olabilirdi. Ama yine de evden çıkmak, spor yapmak, yogaya birlikte gittiğimiz arkadaşımla görüşmek, ayrıca Yoga House un huzurlu ortamı, paha biçilmezdi.

Not: Maya Stüdyo, Darşan Kula Yoga gibi yoga merkezlerinde de var anne-bebek yogası. Ama mesafe olarak bana uzak olduklarından tercih etmemiştim. 

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Yeşil alanlar – Çansera

Çankaya belediyesine ait şehrin içinde özellikle 100. yıl, çukurambar civarında yaşayanların yürüyerek gidebilecekleri mesafede kocaman bir park. Çimlerde oturulsun, yürünsün, koşulsun diye yapılmış. Çim amfisi var yahu daha ne olsun. Ama tabi yine de yapay J

Girişteki yürüyüş yolu çok güzel, ağaçlar altından sakin sakin, bebeyle yürüyüş yapmak. Sonra çimlere yayılmak. 100. yılda oturuyor olsaydım, daimi ziyaretçisi olurdum herhalde parkın. 

Biz geçen ay gitmiştik. Gölün ortasındaki adacıkta hummalı bir çalışma vardı ve göle gelmeden önceki alana da bir bina yapılıyordu. Eski halini bilmediğimden, umarım yeşil alanları azaltmamışlardır. Bir de umarım parkın genelindeki ağaçlar bir an önce büyür ve koyu koyu gölgeli bir park olur. 

18 Ağustos 2015 Salı

Yeşil alanlar – Göksu Parkı ve Harikalar Diyarı

Göksu parkı evimin dibinde, Harikalar Diyarı da arabayla 5-10 dk lık mesafede olduğu için bizim sık ziyaret ettiğimiz parklardan. Her iki park da, içinde lunaparkı, mangal alanları, gölü ve gölün içinde deniz bisikletleri olan, yani benim yapay bulduğum parklardan. Ve mümkünse hafta içi gündüz tercih edilmeli. Hafta sonları özellikle inanılmaz kalabalık.

Her ne kadar yapay bulsam da Göksu parkında gölün kenarında yürürken rahatlıyorum, ada kısmındaki sessizlikte huzur buluyorum, Harikalar Diyarının kocaman yeşil alanında temiz nefes alıyorum, ağaç altlarında serinliyorum. Bebek arabasıyla yürümek çok rahat, beton yürüme yolları var. Şimdilik oğlum bebek arabasında eşlik ediyor bana bu parklarda ama biraz daha büyüdüğünde ben ona oyun alanlarında eşlik ederim muhtemelen çünkü bir yığın çocuklar için oyun alanları var. Harikalar Diyarında masal adası var, şimdi çocuklar ne kadar hakimler casper, red kit, şirinler vb. karakterlere bilmiyorum ama yine de ilgilerini çekecektir.

Göksu parkında çok sayıda kafe var, Harikalar Diyarında daha az ama orada da aç kalınmaz. Benim ise genelde yanımda meyvelerim olur ve çimlerde ya da banklarda oturur yerim.

Bir Seğmenler parkı, bir Botanik park olmasalar da, ki konsept çok farklı, gidilesi görülesi parklar. 

14 Ağustos 2015 Cuma

Yeşil alanlar – Kuğulu Park, Seğmenler Parkı ve Botanik Park

Çankaya’da yaşayanlar ne kadar şanslı, ne güzel parkları var şehrin göbeğinde. Daha önce Kuğulu parka birçok defa gitmiş ve Botanik parkın içinde yürümüştüm. Ama ne Seğmenlerde ne de Botanik parkta doya doya yayılmaca, vakit geçirmece yapmamıştım, yine yapamadım. L İnşallah bir sonraki sefere, çok güzel parklar, iyi ki varlar...

Oğlumla dün bu üç parkı bir arada bir günde gezdik. Ancak, çok zorlu bir gezi oldu, çünkü araç kullanmadan Kuğulu parktan başlayan yolculuğumuz, İran caddesi, Atatürk bulvarı ve Çankaya caddesinin yokuşlarını bebek arabasıyla tırmandıktan sonra Cinnah caddesinden yokuş aşağı kendimizi bırakarak yeniden Kuğulu parka ulaşmamız ile tamamlandı. Ve bu yolculuğu bu şekilde kimseye tavsiye etmiyorum. Bir park neyimize yetmez, çok yorucu. Ben Eryaman’dan geliyorum diye gelmişken hepsini bir göreyim dedim.

Sadece Kuğulu parkta doya doya zaman geçirebildik, kuğuları gördük, arkadaşlarımla karşılaştım, oturduk, sohbet ettik, dondurma yedik, diğer iki parkta ise daha çok yürüyüş yapmış olduk. Yemyeşil o kadar güzeller ki. Belki hafta içi gittiğimden çok sakin, çok huzur verici, doğayla baş başa... Çimenler, ağaçlar ve su, bu kadar, işte gerçek parklar hem de kocaman, sözüm Seğmenler ve Botanik parka. Kuğulu parkta çok güzel ama kocaman değil. J Ne güzel ya, içinde kırk tane işletme olmayan, lunapark olmayan, mangal alanları olmayan, suyun içinde deniz bisikletleri olmayan parkların olması ne güzel şu şehirde. Doğal bir şeyler görmenin mutluluğuyla tırmana bildim belki de o yokuşları. Bu arada hem Seğmenler parkının hem de Botanik parkının içinde merdivenli alanlar var, bebek arabasıyla o merdivenleri tırmanmak zorunda kalabiliyorsunuz eğer illaki tüm parkı gezeceğim diyorsanız. Ama güzel güzel çimlerde oturacaksanız, merdivenlerle pek muhatap olmazsınız.

Tekrar gitmek istiyorum, bu sefer piknik örtülerimi alıp, yeşilliklere yayacağım, bir tarafına kendimi diğer tarafına da oğlumu atıp, keyfimize bakacağız.

Not: Bu parklar arasında yol alırken bir de daha küçük Basın Şehitleri Parkına rastladık. Çok güzel bir parktı o da, ama Başbakanlığın karşısında ve biraz tedirgin ediciydi. Çünkü in, cin, bir de polisler vardı parkta. Fotoğraf çekmek de yasakmış ayrıca! 

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Bebek etkinliği - GYMBOREE

Dün oğlumla birlikte Gymboree Ankara’da müzik dersine katıldık. Gymboree nedir diyenler için Gymboree kısaca okul öncesi çocuklar ve ebeveynlerine yönelik bir eğitim merkezi.

Öncelikle bu bir deneme dersiydi ve ücretsizdi. Yaklaşık 45 dakika sürdü. Bu arada oğlum 7 aylık ve Gymboree’nin 2 sınıfına katılabiliyor sadece: Müzik sınıfı ve Gymboree Play&Learn. Biz, başta da belirttiğim gibi müzik dersine katıldık. Müzik dersinde amaçlanan, şarkılar, müzik aletleri, danslar yardımıyla bebeğin ritim, tempo gibi duygularını geliştirerek müziğe ilişkin bir altyapı oluşturmak.

Oğlumun Gymboree’de kullandırılan müzik aletleri ile ilk tanışması olduğu için kendisi biraz şaşkındı, daha çok dersin eğitmeniyle ilgilendi. Müzik aletleri ile ilişkisi ise hepsini ağzına götürmek ve tatlarına bakmak şeklinde oldu. Ders boyunca, eğitmen şarkılar söyledi, oyunlar oynadık, dans ettik, müzik aletlerini dediğim gibi ağzımızla tanıdık J davula biraz vurduk. Bu arada, derste kullanılan örneğin ksilofonun seviye olarak biraz daha üstte olduğunu düşünmekle beraber, yapılan faaliyetlere belli bir zaman sonra bebeklerin alışacağını düşünüyorum.

Son olarak biz maalesef yeri bize çok uzak olduğu için devam edemeyeceğiz. Ancak en azından deneme dersini tüm bebeklere ve ailelerine tavsiye ederim. 

11 Ağustos 2015 Salı

Yeşil alanlar - ODTÜ

Biz evde sıkıldıkça, oğlumla, ODTÜ’ye gidiyoruz. Sabah erken evden çıkıyoruz. Çatı Cafe’yi çok sevdiğimden herhalde ki aslında bebek arabasıyla yürümek biraz sıkıntılı o bölgede, merdivenler, taşlı yollar vb., Çatı Cafe’de kahvaltımı yapıyorum. Kasiyer arkadaşlar, ben kahvaltımı seçerken oğluma göz kulak oluyorlar. Kahvaltı sonrası, tenis kortlarının bulunduğu yerdeki çimlere gidip yayılıyoruz. Mevsimlerden yaz ve günlerden hafta içi olduğunda boş oluyor çimler. Tatlı bir esinti oluyor havada, evin sıcağını düşününce iyi ki gelmişiz diyorum.

Bu arada ODTÜ’de bir emzirme odası yok tabi o yüzden emzirme önlüğü ya da bol kıyafetler durumu kurtarıyor. Açık havada oğlum karnını doyuruyor. Bu durumdan rahatsız olabilecekler için ise pek kimsenin uğramadığı, Kültür Kongre Merkezinin arka tarafı, Çarşı arkada kalacak şekilde dereyi geçtikten sonraki ağaçlık alan (bir adı varsa bilmiyorum) gibi yerler değerlendirilebilir.  

ODTÜ’ye girebilecek olan herkes, her fırsatta ODTÜ’ye gitmeli ve temiz havanın, çimlerin, ağaçların, serinliğin tadını çıkarmalı bence. 

7 Ağustos 2015 Cuma

Yeşil alanlar - Semt Parkları

İlk olarak evimizin hemen yanındaki park bahçeleri bilmek gerekir. Çünkü en sık ziyaret edilen yerler bu alanlar. Sitede oturuyorsak, sitenin yeşil alanları; mahallede oturuyorsak en yakınımızdaki semt parkları.

Biz, oğlum doğmadan birkaç ay önce, yürüyüş yolu olan ve bol yeşilli bir siteye taşındık. Bu sayede, oğlumla temiz hava almak için her fırsatta dışarıya çıkabildik. Bazen sabahın köründe, bazen gecenin bir yarısı... Bazen yürüyüş yaptık, bazen çimlerde yattık, yayıldık, piknik yaptık.

Çok iyi geliyor. Çimenlerde oturmak, bir örtü yayıp bebeği atmak onun üstüne ve birlikte oyun oynamak, bir arada çok kaliteli zaman. Hatta bazen uyuyor bile temiz havanın etkisiyle, o zaman çıkartıp kitabımı okumak işte, ruhumu doyuruyor. Ve akşam olup, eşim geldiğinde çok daha mutlu bakıyorum ona. 

6 Ağustos 2015 Perşembe

Bu blog, yüksek derecede anne önceliği içerir!!!

Bu blog, yüksek derecede anne önceliği içerir. Annelerin önceliği de bebekleridir. O zaman yaşasın anneler ve bebekler.

Hem çalışan ve hem de sosyal hayatına önem veren bir kadın olarak, hamileliğimin son üç haftası ile oğlum doğduktan sonraki her anım evde geçmeye başladı. O kadar alışmamıştım ki tüm gün evde olmaya çoook sıkıldım. Oğlum gündüzleri pek uyumazdı ve bir bebeğin ilgi isteğine, enerjisine yetişebilmek en azından evde oturarak benim için mümkün olamadı.

Elbette ki önceliğim oğlum, onu en iyi şekilde yetiştirebilmek... Ama evde bunalan ve kendisine bir faydası olmayan bir anne olarak, oğluma daha da faydasız hale geliyordum. O yüzden gezmelere, oğullu bir sosyal hayata başladım. Ankara’da yapılabilecekleri, daha doğrusu oğlum yanımdayken yapılabilecekleri sıraladım. Bazen bebek etkinlikleri, bazen anne etkinlikleri, bazense anne bebek etkinlikleri yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Böylece ikimiz de daha mutluyuz. 

Bu blog, hem yaşadıklarımızı unutmamak, hem de varsa benim gibi düşünen anneler, onlara fikir olmak için hazırlanmaktadır. Hadi bakalım. :)